TALEP ŞARTI

Kesin mühlet süresinin uzatılmasına ilişkin karar verilebilmesi için borçlunun veya konkordato komiserinin talebi gerekmektedir (İİK m. 289/5).

1 yıllık kesin mühlet hakkında mahkeme re’sen karar verirken, bu sürenin uzatılması hususunda mahkeme re’sen hareket geçemez; konkordato komiserinin veya borçlunun talebi olması şarttır (İİK m. 289/1, 5).

Süre uzatım talebi konkordato komiseri tarafından yapılırsa, konkordato komiseri bu talebini ve sürenin uzatılmasını gerektiren somut şartların neler olduğunu gerekçeli bir rapor ile açıklamak zorundadır.

Süre uzatım talebi borçlu tarafından yapılırsa, bu hususta komiserin görüşünün de alınması gereklidir (İİK m. 289/5).

TALEBİN KONKORDATO SÜRESİ İÇİNDE YAPILMASI

Konkordato uzatma talebi ister borçlu tarafından isterse konkordato komiseri tarafından yapılmış olsun, bu talep mutlaka kesin mühlet süresinin sona ermesinden önce yapılmalıdır (İİK m. 289/5, c. 3).

Kanunda açıkça düzenlenen bu durum, konkordato kurumunun muhtevasından ve amacından kaynaklanmaktadır. Nitekim konkordato ile borçlu, takip yasağı ile alacaklılara karşı korunmakta; bu sayede borçlu, konkordato projesinin tasdiki suretiyle alacaklılarla konkordato projesi çerçevesinde anlaşma zemini bulmaktadır. Ayrıca borçlu ekonomik varlığını koruyabilme olanağına sahip olmaktadır. Diğer taraftan alacaklılar borçlunun iflasına nazaran daha fazla hak ve menfaat elde edebilecektir. Bu nedenlerle konkordato kesin mühletinin uzatılması talebi ve bu talebe ilişkin mahkemenin vereceği uzatma kararı, konkordato kesin mühleti içinde olmak durumundadır.

“GÜÇLÜK ARZ EDEN ÖZEL DURUMLAR” BULUNMASI

Kesin mühlet süresinin uzatılmasının en önemli şartı, güçlük arz eden durumların bulunmasıdır. Bu şart, İİK m. 289/5’de “Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, …..altı aya kadar uzatılabilir” denilmek suretiyle ifade edilmiştir.

Güçlük arz eden durumların ne olduğu, anılan düzenlemede belirtilmemiştir. Güçlük arz eden durumlar kavramının belirlenmesinde, talepte bulunan borçlu/konkordato komiseri ve kararı veren asliye ticaret mahkemesi belirleyici olacaktır.

III. KESİN MÜHLETİN UZATILMASI TALEBİNİN MAHKEMECE İNCELENMESİ

GÜÇLÜK ARZ EDEN DURUMLARIN İNCELENMESİ

Talebin incelenmesi aşamasında, güçlük arz eden durumun ne olduğu belirlenirken mahkemenin takdir yetkisi bulunmaktadır. Takdir yetkisinin kullanılmasında, mahkemenin hangi ölçütleri dikkate alacağı kanunda açık bir şekilde düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, mevcut konkordato hukukumuza kaynaklık eden ülke hukuk sistemleri, konkordatoya ilişkin diğer düzenlemeler, konkordato kurumunun muhtevası dikkate alınarak, güçlük arz eden durumların incelenmesi belli ölçütlere bağlanabilir.

7101 sayılı Kanun, hukukumuzda konkordato müessesini daha işlevsel hale getirmiş; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda konkordatoya ilişkin düzenlemelerde önemli değişiklikler yapmıştır. Bu düzenleme ve değişikliklerin yapılmasında, modern hukuk sistemlerinden faydalanıldığı ve bu kapsamda özellikle İsviçre hukuku dikkate alındığı izlenmektedir. İsviçre hukuk sisteminde “güçlük arz eden durumlar”a örnek olarak, konkordato ilan eden firmanın dışında gelişen yabancı unsurlu olayların bulunması, borçlunun kapsamlı sözleşmelere taraf olup, bu sözleşme hükümlerinin borçlu tarafından yerine getirilmesinin kesin mühlet süresi içinde mümkün olamaması, alacaklı sayısının fazla olması karşısında bu durumun tasdike giden süreci zorlaştırması örnek olarak gösterilmektedir. Türk hukukunu tatbik eden mahkeme, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması müstesna olmak üzere, şüphesiz doğrudan doğruya yabancı hukuku dikkate alamaz. Ancak Türk Hukukunun gelişimi, mevcut kanunun, kaynak kanundaki uygulamasına denk bir şekilde uygulanması ve özellikle hukukun uygulanması hususunda hakime yol gösteren Türk Medeni Kanunu m. 1/3’de yer alan, “hakim karar verirken bilimsel görüşlerden yararlanır” hükmü uyarınca yabancı hukuk sistemlerindeki literatür bilgisinin dikkate alınmasında yarar bulunmaktadır.

Mahkeme, kesin mühletin uzatılmasına karar verilmesi durumunda konkordatonun tasdik edilmesine olanak verileceğine kanaat getirirse uzatma kararı vermelidir. Mühlet, konkordato prosedüründe borçluya verilen, konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli hazırlıkların ve işlemlerin yapılması amacını taşıyan süredir. Dolayısıyla kesin mühlet süresinin uzatılması hakkında karar verilirken, borçlunun verilecek sürede yapacağı işlemler ile tasdik kararı alma olanağının bulunup bulunmadığı incelenmelidir.

Yapılacak değerlendirmede, konkordato mühleti içinde tamamlanmış olan işler ile tamamlanmamış olan işler dikkate alınmalıdır. Tamamlanmamış işlerin borçlunun kusuru veya art niyeti ile tamamlanmamış olması ile borçlunun kusursuzluğu nedeniyle TAMAMLANAMAMIŞ olması arasında ayrım yapılmalıdır. Borçlunun kusuru bulunmaması ve işletme dışında gelişen faktörlerin etkisi ile tamamlanamayan işlem bulunmaktaysa, bu durumda uzatma süresi verilmesi düşünülmelidir.

Mahkemenin kesin mühlet süresi içinde borçlunun tutum ve davranışlarını değerlendirmesinde, en önemli kıstaslardan birisi KONKORDATO KOMİSERİNİN DÖNEM RAPORLARIdır. Çünkü konkordato sürecinin başında mahkemece şirkete atanan komiser, şirketin faaliyet ve işlemlerini denetlemektedir. Yapılan denetimler, genel olarak konkordato projesine uygunluk, mevzuata uygunluk ve alacaklıların haklarını ihlal edip etmeme yönüyle olmaktadır. Hal böyle iken, sürecin başından itibaren sürecin denetçisi olan komiserin borçlu ve faaliyetleri hakkındaki raporları mahkemece özenle dikkate alınmalıdır.

Ayrıca borçlunun konkordato talep etmesi halinde konkordato komiserinden alınan raporda, konkordato komiseri, konkordato mühletinin uzatılmasını haklı kılan nedenler varsa bu nedenleri, konkordato projesinde tamamlanan ve geriye kalan işlemlerin neler olduğunu ve bu işlemlerin tamamlanması için yeterli sürenin ne kadar olduğunu belirtmelidir. Dolayısıyla kesin mühletin uzatılması talebinin değerlendirilmesinde mahkeme, konkordato komiseri tarafından bu hususta verilen raporu dikkate almalıdır. Nitekim kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ve borçlunun iflasına karar verilmesinin nedenlerinden birisi, borçlunun konkordato komiserinin talimatlarına uymamasıdır (İİK m. 292/1-c). O halde, kesin mühletin uzatılması talebi hakkında mahkeme karar verirken komiserin bu konudaki olumlu/olumsuz raporunu dikkate almalıdır.

UZATMA SÜRESİ VERİLMESİ

Konkordato kesin mühletinin uzatılması talebinde bulunan borçlu veya konkordato komiseri, ne kadar bir süre için uzatma talebinde bulunduğunu, uzatma talebinde bulunduğu dilekçesinde belirtmelidir.

Hakim, talep edilen süreyi, konkordato projesinde tamamlanan işleri, konkordatonun durumunu ve tamamlanacak işlerin neler olduğunu dikkate alarak konkordato kesin mühletini 6 aya kadar uzatabilir. 6 aylık uzatma süresi azamidir; 6 aydan daha fazla bir süre verilmesine olanak bulunmamaktadır (İİK m. 289/5).